Van Kalesine ilişkin söylence
Van,
Van Kalesine ilişkin söylence
Urartuların eline geçen Van kalesi öyle muazzam yapılmıştır
ki görenler kalenin insan eliyle yapıldığına inanılmaz.
Kale dev yapılı insanlar tarafından 80 metre yüksekliğe her
biri en az 30 ton gelen düzgün taşlarla sıva ve harç
kullanılmadan yapılmış inanışa göre duvar yapımında
çalışanlar öyle güçlülerdi ki elleriyle bastırarak taşları
hamur haline getirip birbirine yapıştırmışlardır.
Meher de bu dev yapılı insanlardan biridir.Atıyla birlikte
Meher Kapı denilen yerde Urartu kaya yazıtının ardında günümüzde
de yaşadığına ve kıyamet günü gelince yeniden ortaya
çıkılacağına dair efsaneler vardır.
Meher Kapı değişik inançlara göre kutsal
sayılır.Hıristiyanlar bu kapının Paskalya'nın yedinci günü
ya da St. Jean Bayramı'nda açıldığına inanılır.İslam
inançlarına göre ise burası bir hazine kapısıdır ve her cuma
gecesi açılır,fakat giren mutlaka bir kötülükle
karşılaşır.
Bir başka inanışa göre Hz. Ali bu kapı görünümlü yerin
ardında yaşamaktadır.Kapı önündeki su birikintisi atının
sidiğidir.
Akdamar Adasına İlişkin söylence
Çok güzel bir yer olan Akdamar Ada'sına keşişlerin haricinde
gitmek yasaktır.Başkeşiş dediğim dedik diyen çok katı tutumlu
bir insandır.Tamara adında çok güzel bir kızı vardır ve diğer
kızları kıskandırıp onların kendisine diş bilemesine sebep
olur.
Adanın karşısında Gevaş yakınında yalnız yaşayan gölden
avladığı balıklarla geçimini temin eden bunun dışında
ağaçların gölgesinde dinlenip çok iyi yüzen bir delikanlı
yaşamaktadır.Bir gün adaya doğru yüzer dayanamaz karaya çıkar
gizlice etrafı seyrederken çiçekler arasında başında tacı ile
şarkılar mırıldanan Tamarayı görür kız da onu görünce
kaçmaya başlar fakat önüne çıkar ikisi de birbirini
etkilemiştir.Akşama değin söyleşirler.Tekrar buluşmak üzere
ayrılırlar.Kızın babası çok katı olunca geceleri buluşmaya
karar verirler.Geceleri karanlık olunca kız kayalıklar arasında
bir mum yakar gençte o muma doğru yüz yüze gelirler.
Bir süre sonra öbür keşişlerden birinin kızı durumu görür
ve olanları baş keşişe anlatır.Keşiş çok öfkelenir,kızına
bir şey söylemez.Ertesi gün göl fırtınalıdır kız kayalara
gitmez keşiş bir mumla kıyıya gelir.Delikanlı ışığı görünce
meraklanır suya atlayıp kıyıya yaklaşmaya çalışır ama keşiş
sürekli mumun yerini değiştirdiğinden artık çok
yorulmuştur.Dalgalara yenik düşer."Ah Tamara Ah Tamara"
diye haykırarak ölür.Sesi duyan Tamara kıyıya koşar olanları
görür o da kendini göle atar.İki aşık gölde buluşur gölün
adı da Akdamar olur.
Günümüzde hala iki aşığın gölde yaşayıp oynaştığına
inanılır.
Şeyh Abdurrahman Söylencesi
İran Şahı Abbas ,Van Kalesi'ni almak için kentin kuzeyindeki
ki "Şahbağı" (Beyüzümü Köyü) denilen yerde
konaklar.Kale çok yüksek ve sağlam olduğu için bir türlü
alamaz.Aradan yedi yıl geçer.Oraları tanıyan biri Şaha:"Kalede
Abdurrahman Gazi diye ermiş biri vardır.O orada oldukça burayı
almamız imkansızdır."der.Bunun üzerine Şah Abbas,ermişi
denemek için bir kuzu bir de köpek kızarttırıp armağan olarak
gönderir.Elçiler armağanı sunduklarında ,ermiş şöyle bir
bakar,köpeği göstererek:"Bunu Şahınıza götürün."
der Elçiler geri götürürlerse şahın kendilerini öldüreceğini
söyler.Bunun üzerine Şeyh elini köpeğe doğru uzatarak "hoşt"
diye seslenir.Köpek canlanıp koşmaya başlar.
Elçiler dönüp durumu Şaha anlatırlar.Şahta kuşatmayı
kaldırıp ülkesine döner.
Çomar Bölükbaşı söylencesi
Çomar Bölükbaşı sınır boylarında yıllarca bulunmuş
yiğitlikleriyle kahramanlıklarıyla tanınmış bir
kahramandır.Yıllar sonra Van'a gelip Van Beylerbeyi Mehmet Emin
Paşa 'nın kale komutanı olur.Mehmet Emin Paşa bir ara celali
olmuş iddiasıyla tutuklanmış,sonra suçsuz bulunarak
bırakılmıştır.Ama kale komutanı asi ilan edilmiştir.Çomar
Bölükbaşı bir avuç askeriyle Van kalesinde kıstırılır.Emir
gereği sağ olarak ele geçirilecektir.Durumun kötüye gittiğini
gören Çomar Bölükbaşı arkadaşlarıyla birlikte kaleden
sarkıttığı bir ip merdivenle kaçar ardlarına düşen 600
kişilik ordu Van Gölü'nün güney kıyısında ki Kuskunkıran
Deresi'nde bunları sıkıştırır.Kanlı bir savaş olur Çomar
Bölükbaşı Orduyu dağıtacakken yardım gelir.
Çomar
Bölükbaşı 'nın kurtulma ümidi kalmamıştır.Bir yanı yüksek
kayalar bir yanı uçurumdur.Atından inip onu öper yelesini okşar
herkes teslim olacağını düşünürken o atını uçuruma
sürer.Öldüğü sanılırken bir de bakarlar ki Çomar Bölükbaşı
yüzerek gölden karşıya geçmektedir.Kimileri yakalanmasını
kimileri ise Tanrı'nın yardım ettiği bu kahramanın
bağışlanmasını ister ama yakalanmasını isteyenler ağır
basar.Ordu dolaşıp önünü keser.Çomar Bölükbaşı güçlükle
bataklıktan kıyıya çıkar.Yeniden orduyla savaşa tutuşur.Sonunda
alnından vurulur başını kesip Van Paşa'sına götürürler.Paşa:
"Yazık etmişsiniz böyle bir yiğit vurulur mu,başı kesilir
mi? götürün bedeniyle birlikte şehit olduğu yere gömün"
diye adamlarını azarlar.
Yorumlar
Yorum Gönder