Sakarya Sapanca gölü Söylencesi
Sakaraya
Sapanca gölü Söylencesi
Günün birinde Sapanca'ya bir ermiş gelir.Selam verir selamını alan olmaz.Konuk olmak ister kimse konuk etmek istemez.Akşama yorgun argın kasabadan dönerken uzaktan ışık sızan küçük bir kulübe görür.Bir adım daha atacak gücü kalmamıştır.Kulübeye varır,kulübede geçimini sapan yaparak sağlayan iyi yürekli bir insan yaşamaktadır.Ermişi güler yüzle karşılar:buyur eder."Hoş geldin safalar getirdin aşı şimdi ocaktan indirmiştim Tanrıdan bir misafir istiyordum sen geldin" der ve en rahat köşeye misafirini oturtur.İzzeti ikramda bulunur.Daha sonra da yatacak yer gösterip yatırır.Davranışı ermişi çok memnun etmiştir.
Ertesi gün erkenden kalkarlar.Ermiş teşekkür edip izin ister ve yola koyulur.Sapancı da karşı tepelere değin onu uğurlar.Dönüşte aşağıdaki kasabayı göremez.Yerinde kocaman bir göl olmuştur.Küçük kulübesinden başka ev kendisinden başka insan kalmamıştır.
Kasaba tüm kötülükleriyle yok olmuştur.O günden sonra göle Sapancı Gölü denilir.Zamanla da bu Sapanca'ya dönüşür.
Ağaç Baba Söylencesi
Adapazarı'nın Erenler Tepesi'nde Ağaç Baba adlı bir ermiş yaşarmış.Söylenceye göre Ağaç Baba bahar gelince ormana iner,boş tarlalara fidan diker.ağaç yetiştirir.ağaç Baba'nın diktiği fidanlara el sürenin,onlara zarar verenin elleri kurur;Başına her türlü kötülük gelir.Bu yüzden kimse ormana el süremez.
Söylenceye göre Ağaç Baba ölüm döşeğinde iken "Benden sonra çocuklarınızın mutlu,topraklarınızın bereketli olmasını isterseniz ağaçlara dokunmayın benim hayır duamı alarak ,dünya ve Ahirette mutlu olmak istiyorsanız ağaç dikin" diye vasiyet eder.
Günümüzde de yörede ağaçlara zarar verenlerin kötülük göreceklerine inanılır.
Beş köprü söylencesi
Günün birinde sakar Dede adında bir ermişin yolu bu yöreye düşer.Sakarya üzerindeki Beşköprü'den durdurulup geçiş vergisi istenir.Dede parası olmadığını ve bu parayı ödeyemeyeceğini söyler.Fakat parası yoksa köprüden de geçemeyeceği kendisine söylenince ellerini açıp Tanrı'ya dua eder.Duası bitmeden nehir yer değiştirip ovadan akmaya başlar.sakar Dede'nin gösterdiği ovadan akmaya başlamıştır.
İnanışa göre o günden sonra nehrin adı sakar diye anılmaya başlar.Bu ad zamanla Sakarya'ya dönüşmüştür.Erenler Tepesi'ndeki ermişin de Sakar Dede olduğuna inanılır.
Şeyhler Köyü'ne ilişkin Söylü,samsunence
Orhan Gazi Akçakoca'ya doğru ilerlerken Şeyhler Köyü'nün biraz güneyinde mola verir;Konaklar Köyden Şeyh İsmail Askerlerin karnını doyurmayı üstlenmiştir.Karargaha gider,askerlerin önüne ,bir kişilik yemek bırakır.Orhan Gazi buna kızar ama ,askerler doymuş yemek artmıştır bile Orhan Gazi Şeyhin bu kerameti karşısında elini öper,bir dileği olup olmadığını sorar.Şeyh ezan sesinin duyulduğu alanın kendisine bağışlanmasını ister.Bu dilek yerine getirilir.
İnanışa göre "Hacet Bayramı " , her yıl o günün anısını yaşatmak için düzenlenir.Bu bayramda yemekler ne denli az,konuklar ne denli çok olursa olsun,herkesin karnı doyar.
Yorumlar
Yorum Gönder