Gazi Antep Gazi Antep surlarına ilişkin söylence
Gazi Antep
Gazi Antep surlarına ilişkin söylence
Antep'in fethinden sonra şehirden ayrılan Hz. Ömer'in görevlendirdiği komutanı,Hz. Ömer'e kentin surlarla çevrilmesini söyler.Hz. Ömer:
-Antep Surla çevrilmiştir.Komutan bir şey anlayamaz ve sorar:
-Nasıl ey Emir-el Müminin?
Hz. Ömer şöyle der:
-Antep çevresinde surlarımız vardır.Beş arkadaşımızı burada şehit verdik.Sait ibni Vakkas,Ökkeş,Karaçomak,Pir Sefa,Davudu Ejder bu yörenin manevi bekçileridir.Allah şehitlerimizin mezarını düşmana çiğnetmeyecektir.
Yörede şehrin bu şehitlerce korunduğuna ve düşman tarafından çiğnenmeyeceğine inanılır.
Dülük baba söylencesi
Yavuz Sultan Selim Mısır seferine giderken şimdiki Dülük köyü yakınlarında bir derviş yolunu keser ve Padişah'a:
-Sana müjdelerim ki şu ayın şu gününde Mısır'ı alacaksın.Haydi yolun bahtın gibi açık olsun, der.
Padişah meraklanır ve dervişe kim olduğunu sorar ve şu cevabı alır:
-Fani alemin bir yolcusuyum.Menzilime ulaştım.Hak'a tapılandım,beni sorma sen yoluna devam et.
Yavuz gerçekten de dervişin dediği zamanda Mısır'ı alır.Dönüşte elini öpmek için uğradığında dervişin öldüğünü görür.Ona bir türbe yaptırır.
Hacı Ayşe Hanım söylencesi
Hacı Ayşe hanım çevrede sevilen sayılan bir kişidir.İkinci kez hacca gitmesi için durumu yoktur.Üç gece üst üste rüyasında bir ses ona "Ya Hacı Ayşe gel gel " diye seslenmektedir.Yeterli parası olmadığı halde yola çıkar.Mekke'ye gidip hacı olur,ama dönecek parası kalmaz.Medine'ye gider.Peygamberimizin sandukasının bulunduğu yerdeki parmaklıklara dayanıp ağlamaya başlar "Ya Resulallah sen çağırdın ben de geldim,nasıl getirdinse öyle gönder" diye sızlanmaktadır.
Peygamberin sandukası sarsılır ve Ayşe çok korkar,konuk olduğu eve gider,beklemeye koyulur.Bir kaç gün sonra dellallar Padişah'ın Antepli hacıları parasız göndereceğini duyurur.Böylece dileği yerine gelir ve memleketine döner.
Şeyh Fethullah söylencesi
Şeyh Fethullah halk arasında çok sevilen ve sayılan biridir.Hz.Ebubekir soyundan geldiğine inanılmaktadır.G.Antep'te yaptırdığı hamam ve cami kutsal sayılır.Türbesi adak yeridir.
Şeyh fethullah'ın karısı bir gün hamama gider ama fakir oldukları için kendisine hiç te iyi davranılmaz.Buna çok üzülen kadın bunu kocasına anlatır.Şeyh kadına gidip kuyudan bir kova su çekmesini söyler.Kadın denileni yapar,kovanın altın dolu olduğunu görür.Şeyh kovayı boşaltıp bir kova daha çekmesini söyler.Bu kez kuyudan bir kova akrep ve çıyan çıkar,bunu da boşaltmasını isteyen Şeyh:"eğer dünya malı altına rağbet etseydin,bu akrep ve çıyanlar senin içindi." Bundan sonra kadın kuyudan çektiği suyla yıkanır.
Karısının gördüğü davranıştan çok üzülen şeyh bir hamam ve cami yaptırmaya karar verir.İşe girişilir.Çevrede yoksul bir dervişin bu işi nasıl yapacağı konuşulur,Şeyh bir taşa üfler ve taş altın olur.
İşçilere gündeliklerini postunun altından çıkarıp verir.Kötü niyetli kişiler bu altınları almak isteyince postun altında bir siyah yılanla karşılaşır.Cami bitirilir ustalardan biri Mekke yolunda bir siyah taş gördüğünü ve taşın camiye dikilirse iyi olacağını söyler.Ertesi gün kara taşın istenen yere dikilmiş olduğunu görür.
Şeyh Fethullah hamam bittikten sonra yedi yıl bir mumla hamamı ısıtır.Karısına kötü davranan hamamın sahipleri durumu gözlemeye kalkınca mum söner ve hamam diğer hamamlar gibi ısıtılmaya başlar.
Yorumlar
Yorum Gönder