Zonguldak Çoban dede Söylencesi
Zonguldak
Çoban dede Söylencesi
Karabük'ün yakınlarındaki Öylebeli Köyü'nde ne zaman
ve nereden geldiği bilinmeyen yoksul bir çoban yaşamaktadır.Karısından
başka kimsesi yoktur.Gün boyu söyleşip sürülerini dağ bayır otlatırlarmış.Tatlı
dilleri ve yardımseverlikleri onları herkesin sevgilisi yapmıştır.
Koyunlarını en güzel otlaklarda otlatmak isteyen Çoban
Dede ,Araç Çayı'nı geçip de karşıdaki otlaklara ulaşamadığına üzülür.Çay
üzerine bir köprü yapmaya karar verir.Ormandan kestiği ağaçları danasını
sırtına yükleyip kıyıya yığmaya başlar.Ama bu iş onun taşıması ile
gerçekleştirilebilecek gibi değildir.Tanrıya yardım etmesi için yalvarır.Tanrı
da geyiklere yardım etmelerini emreder geyikler kesilen ağaçları taşıyıp kıyıya
taşır.Çoban Dede de kısa sağlam bir köprü yapar.Koyunları buradan geçip karşı
otlaklarda otlamaya başlar.Bir süre sonra burada bir cami yaptırmak ister Köyde
bir cami temeli için çukur açar ertesi sabah buranın kum ve çakılla dolu
olduğunu görür.Köylüler bunun sırrını öğrenmek için Dede'yi gözlemeye
başlar.Çoban olanları sezmiştir.Karısına "Köylü beni gözetleyip sırrımı
öğrenmek ister,bu camiyi yapmak ban nasip olmazsa ,beni buralarda arama Kara
danayı ardımca sal o beni bulur der.
Çobanı gözetleyenler taş ve çakılın geyiklerce
taşındığını görüp şaşırır.Çobanın sırrı açığa çıkmıştır."Evinizin sayısı
yirmiyi aşmasın" deyip ortadan kaybolur.Bir süre sonra karısı ardından
kara danayı salar .Kara dana gidip gömütlükte durur,Sonrada yaylaya gider.Orada
ölür.Köylüler asıl adı Bahattin Gazi olan Çoban Dede için "Dede
Yaylası" deni,len yerde bir türbe yaparlar.
Yaygın olan inanışa göre Çoban Dedenin bir kolu
mezarının dışındadır.Türbeyi gezenler gözlerini yumarak içeri girmek ve çıkana
değin açmamak zorundadır.Buna uymayanlar çarpılır yada başına bir kötülük
gelir.Dede'nin ilenci gerçek olmuş demirçelik tesisleri yapılana kadar köyün
hane sayısı 20 yi geçmemiştir.
Çeştepe de Yatan Demirci Dede söylencesi
Burada Demirci Dede adlı bir ziyaret vardır.Buna
ilişkin söylence ise şöyledir:
Bir zamanlar,Çeştepe Köyü'nde yaşlı ,çalışkan bir
demirci yaşamaktadır.köyün tek demircisidir.Kimsenin işini geri çevirmek
istemez.Geç saatlere kadar çalışır herkesin işini görür.Günün birinde dükkana
gelenler Demirci Dede'yi göremezler.Merak edip evine varırlar:Demirci Dede ölüm
döşeğindedir.Başına toplanan köylüler "Sen bizi bırakıp gidiyorsun bizim
işimizi kim görecek,aletlerimizi kim onaracak....." diye
sızlanırlar."Ben Hakk'a kavuştuktan sonra da sizinle birlikte olacak
,işlerinizi yine görecek ,demiriniz hiç eksilmeyecek,sizler demirden ekmek
yiyeceksiniz" der ve gözlerini yumar.
Demirci Dede Çeştepe'ye gömülür.Öldükten sonra da
köylüsünü yalnız bırakamaz.Söyledikleri bir süre sonra çıkar.Mezarının
karşısında uzun uzun bacalar tütmeye başlar.Kendisinin binbir güçlükle çıkarıp
işlediği demir tesislerde üretilir.
Çoban çeşmesi söylencesi
Zamanın birinde Ereğli Beyi'nin oğlu ava çıkar.Sıcak
bir yaz günüdür.Bir süre at koşturduktan sonra sıcak ve susuzluktan iyice
bitkinleşir.Karşıdan gelen koyun sürüsüne yaklaşır.Çobandan su ister.Çoban,Bey
oğlunu şöyle bir süzer ,yanıbaşındaki kayaya eliyle şöyle bir vurur.Kayadan buz
gibi su akmaya başlar.Çoban suyu gösterip "Haydi kana kana iç
"der.Delikanlı kana kana içer ama bu işe şaşırıp kalmıştır.Çobana bu işi
nasıl yaptığını sorar Çoban da: "Sen can yakar,kan dökersin,ben se gönül
yaparım.İşte işin sırrı burada" deyip koyunlarını sürüp gider.Bey oğlu ardından
bakakalır ve o günden sonra ava çıkmamaya kan dökmemeye iyilik yapmaya gönül
almaya and içer.Çoban Çeşmesi'de o günden beri akıp durur.
Yorumlar
Yorum Gönder