Erzurum Köroğlu'nun Oltu Kolu'na ilişkin söylence



Erzurum
Köroğlu'nun Oltu Kolu'na ilişkin söylence
Köroğlu Silis tre'li Hasan Paşa yengisinden sonra Çamlıbel'e çekilmiş dinlenmektedir. Bir gün yaşlı bir adam ziyaretine gelir ve halkının baskı altında olduğunu ,haksızlığın ve zulmün hat safhaya ulaştığını söyler.

Oltu Paşa'sı Kenan Sancaktar ve annesi Tamara yöreye kan kusturmaktadır.
Köroğlu hemen Köse Kenan'ı oğlu Hasan Bey'i ve yüzelli keleşini Oltu'ya gönderir.Köse Kenan'ın tedbirsiz davranması sonunda esir olurlar.Hasan Bey'in tüm uyarmaları sonuçsuzdur. Köroğlu düşünde Hasan Bey'in güç durumda olduğunu görür.Ayvaz'ı Lelevütlü'yü alarak kır ata biner ve uçarak oltuya gelir.Oltu'daki tüm askerler Çamlıbel'e baskına gitmiştir.Bu nedenle adamlarını kolaylıkla kurtarır.Çamlıbel'i basmaya giden Oltu Paşası'nın ardına düşerler,yetişip onları bozguna uğratırlar.Aman dileyenleri ve kendilerine katılmak isteyenleri affederler. Sonunda Oltu Paşası Kenan Sancaktar başta olmak üzere tüm sağ kalanlar Köroğlu'nun Keleşleri arasına katılır.
Oltuya'da  heber gönderilir.Tamara kentten çıkarılır.Böylelikle Oltu'lular güven ve rahata kavuşur.

Rabia Adeviye Sultan Söylencesi
Yoksul bir ailenin kızı olan Rabia doğduğunda annesine kızının ermişlerden olacağı müjdelenmiştir.Kadın yoksulluktan üzülmektedir.Rüyasına giren yaşlı bir adam Sabah olunca kocasının Basra Beyi'ne gitmesini ve her gece 100 salavatla düşteki dervişin gönlünü hoş etmesini üç gecedir neden okumadığını sorup uyarmasını söyler.Adam denileni yapar ve Basra Bey'i tarafından ödüllendirilir.
Rabia'nın anne ve babası bir süre sonra ölür.Kız kardeşler esir pazarında her biri bir tarafa satılır.Rabia da Erzurumlu bir beye satılır.Kısa sürede kendini ev halkına sevdiren Rabia Kula kulluk etmekten Tanrı'ya karşı görevlerini yerine getirememekten şikayet edince durumu öğrenen Bey ona özgürlüğünü bağışlar ve onu küçük bir eve yerleştirir.Rabia sultan tüm doğaya söz geçirip günlerini ibadetle geçirmektedir.
Bir gece kapıya dayanan halk mumları olmadığından ve karanlıktan şikayet edince parmaklarını uzatan Rabia etrafı ışığa boğar.
Güç şartlarda Kabe yolculuğuna çıkan Rabia sonunda gücü tükenir ve Tanrı'ya Kabe'yi görebilmek için yakarır ve Kabe ayağına gelir.

Çoban Dede Söylencesi
Erzurum dağlarında sürülerini otlatan Çoban Dede ve koyunları susuzluktan bunalmıştır.Koyunların halini gören Çoban Dede Tanrı'ya yalvarır.:"Ya Rabbim,bu yerde soğuk bir su yarat da ben ve koyunlarım kana kana içelim.Ondan sonra istersen canımı al."
Başını kaldırdığında bulunduğu yerde bir pınar akmaktadır.Koyunları da kendisi de kana kana içer.Sonra da "Tanrım deyilmi ki sen beni duydun rahmet hazineni benden esirgemedin,artık bu can bana lazım değildir.."der ve orada ölür.
Koyunlar da taş kesilir.Yöre de,bu suyun ,sürüler dağda iken aktığına ve sürüler inince kesildiğine inanılır.Dağdaki ufak bir tümsek çobanın mezarını,çevrede ki irili ufaklı taşlar da çobanın taş kesilmiş koyunları sayılır.Dağdaki kavaklarında çobanın değneğinden türediğine inanılır.
Davut Baba Söylencesi
Ziyaretli köyünde su yoktur.Köylüler susuzluktan kırılmaktadır.Köyde yaşayan Davut baba bir gece rüyasında köyün yaslandığı yamaçtan tırmanan bir tilkinin gür bir pınarın yanında durduğunu görür.Rüyasını köylülere anlatan Davut Baba o gün yamaçta gördüğü tilkinin gittiği yönde bir ark açılmasını ister.Köylüler işe koyulur.Fakat bir süre sonra yorulup kazma kürek bırakıp köye dönerler.

Ertesi gün aynı yere gelen köylüler Peynirli Deresi'nden köye bir su yolunun açıldığını görür.Ancak su akmamaktadır.Baba'ya haber verilir. Baba kurban kesmelerini söyler.Kurban kesilince sular akmaya başlar.
Hazal Söylencesi
Kardeşiyle İslam ordularına katılan Hazal,Erzurum'a gelir.Hınıs yöresinde hala adını taşıyan tepeye gelince kardeşinin şehit düştüğünü öğrenir.Kendini tepeden aşağı atar.Yuvarlanırken saçından kopan teller,aşağıdaki dere yatağına sürüklenir ve takıldıkları yerde birer  ceviz ağacı yetişir.

Bir başka söylenceye göre de kardeşinin ölüm haberi,Hazal'a dere kıyısında ulaşır.Saçlarını yolarak tepeye ulaşan Hazal'ın saç tellerinden birer ceviz ağacı yetişir.Yörede bu ağaçlar kutsal sayılır ve kesinlikle dokunulmaz dokunulursa vermeyeceklerine inanılır.
Davut Baba Söylencesi
Ziyaretli köyünde su yoktur.Köylüler susuzluktan kırılmaktadır.Köyde yaşayan Davut baba bir gece rüyasında köyün yaslandığı yamaçtan tırmanan bir tilkinin gür bir pınarın yanında durduğunu görür.Rüyasını köylülere anlatan Davut Baba o gün yamaçta gördüğü tilkinin gittiği yönde bir ark açılmasını ister.Köylüler işe koyulur.Fakat bir süre sonra yorulup kazma kürek bırakıp köye dönerler.

Ertesi gün aynı yere gelen köylüler Peynirli Deresi'nden köye bir su yolunun açıldığını görür.Ancak su akmamaktadır.Baba'ya haber verilir. Baba kurban kesmelerini söyler.Kurban kesilince sular akmaya başlar.
Hazal Söylencesi
Kardeşiyle İslam ordularına katılan Hazal,Erzurum'a gelir.Hınıs yöresinde hala adını taşıyan tepeye gelince kardeşinin şehit düştüğünü öğrenir.Kendini tepeden aşağı atar.Yuvarlanırken saçından kopan teller,aşağıdaki dere yatağına sürüklenir ve takıldıkları yerde birer  ceviz ağacı yetişir.

Bir başka söylenceye göre de kardeşinin ölüm haberi,Hazal'a dere kıyısında ulaşır.Saçlarını yolarak tepeye ulaşan Hazal'ın saç tellerinden birer ceviz ağacı yetişir.Yörede bu ağaçlar kutsal sayılır ve kesinlikle dokunulmaz dokunulursa vermeyeceklerine inanılır.

Yorumlar

İstinye

Karadenizde Balıkçılar

Boğazda bir gün

Bu blogdaki popüler yayınlar

Isparta Gülcü Baba Söylencesi

Amasya Lokman Hekim Söylencesi

Gazi Antep Gazi Antep surlarına ilişkin söylence